Önce Psikoloğa mı Yoksa Psikiyatriste mi Gitmeliyim?
25 Aralık 2022Moxo Dikkat Testi Nedir? Neden Çocuğuma Dikkat Testi Yaptırmalıyım?
3 Ocak 2023Yerel seçimler, geçmişte Başbakanlık, günümüzde ise Cumhurbaşkanlığı seçimleri; belirli bir süre ile yetki vererek vatandaşların görevlendirdiği kişinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu seçimler, toplumun kaderini 5 yıl boyunca belirlediği için seçim tarihi yaklaştıkça birey üzerindeki sorumluluk hissi ve gelecek kaygısı artıyor. Özellikle geçim sıkıntısı yaşayan dar gelirli bireylerde veya ailelerde ve gelecek kaygısı olan gençlerde bir sonraki seçimde kimi desteklemeleri gerektiğine dair soru işareti ve sorumluluk hissi daha yüksek olarak görülüyor.
Seçimin sonuçları her ne kadar 5 yıl boyunca toplumla beraber bireyin hayatını etkilese de yarattığı etki yalnızca iki hafta sürmektedir. Desteklediğiniz adayın kazanması sonucu yaşanılan mutluluk veya kaybetmesi sonrasındaki depresif tutumlarınız bu iki haftanın sonunda kendisini günlük hayatın önceliklerine bırakıyor. Peki bireyler neye göre oy veriyorlar?
Siyasi seçmen neye göre oy veriyor?
Siyasi seçimlerde bireyin oy verme davranışını etkileyen belirli bazı etmenler bulunmaktadır. Seçmen, seçim sonucunda yaşayacağı sonuçlarla hayatın içinde yüzleşecek olsa da kararlarını duygusal olarak veriyor. Duygusal olarak alınan bu kararlar arasında lidere ve kurmaylarına karşı güven, deneyim, ekonomik durum, siyasi aitlik, cinsiyet ve benzeri durumlar söz konusu. Şimdi bu durumları her bir başlıkta ayrıca ele alalım.
Güven durumu
Birey ve toplum olarak oy verececeğimiz siyasi parti veya siyasi lidere güvenmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Siyasi parti veya liderden en büyük beklenti toplumu veya bireyi güvende hissettirmesi, yeni iş alanları ve istihdam oluşturması, sağlık hizmetlerine olan erişimin kolaylaşması ve sosyal hakların arttırılması, mülkiyet güvenliğinin sağlanması gibi durumlardır. Bu ve benzeri durumlara yönelik siyasi vaatlerde bulunan siyasi parti veya liderlere; bireyin ve toplumun oy verme eğilimi daha yüksektir.
Seçmen deneyimi
Seçmenin veya seçmenin ailesinin geçmişte edindiği deneyimlerin de siyasi tercihlerdeki etkisi oldukça büyüktür. Buradaki deneyimler parti ve liderinin geçmişinden elde edilen izlenime bağlı olmakla beraber seçmen ve ailesinin siyasi görüşlerinden gelen geleneksel kararlar da etkili olmaktadır. Z kuşağı öncesinde özellikle yeni seçmenler ağırlıklı olarak aile büyükleri ile aynı görüşleri paylaşıyor olsalar da farklı siyasi görüşlere sahiplerdi. Z kuşağı ile beraber yeni oy kullanma hakkına sahip olan bireylerin ailelerinden etkilenme oranları çok daha düşük. Dolayısıyla seçmenin deneyimi aile geleneğinden değil, yeni medya olarak adlandırılan sosyal medya ve diğer iletişim kanallarından elde ettiği bilgilere dayanıyor.
Seçmenin ekonomik durumu
Seçmen için en önemli faktörlerden bir tanesi ise yaşadığı ekonomik durumdur. Seçmen, eğer bir ebeveyn ise bazı durumlarda kendinden çok gelecek çocuğunun da dahil olduğu gelecek nesillere yönelik karar verme eğiliminde olabilir. Ancak tüm seçmen için öncelik bugün veya yarın kadar kısa süreli zaman aralıklarıdır. Siyasi seçmenler 10 yıl sonrasında yaşanacak refaha yönelik eğilim göstermek yerine birkaç ay aralıklı zaman dilimlerine yönelik vaatlere daha fazla eğilim gösterirler. Bu durum insan olarak hayatta kalmak ve daha iyi hayat şartlarına sahip olmak istememizin bir göstergesidir. Seçmenin kendini gelecekte güvende hissedebilmesi için bugün ekonomik refaha sahip olması gerekmektedir.
Boş tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur.
- Süleyman Demirel
Aidiyet hissi
İnsan, toplumsal bir varlıktır. Bu nedenle toplumla beraber yaşıyoruz ve toplumun tüm fertleriyle beraber seçimleri uyguluyoruz. Toplum bir pasta ise bu pastanın da içerisinde bazı dilimler olduğunu unutmamak gerekiyor. Bireylerin bir gruba ait hissetme arzuları bulunmaktadır. Bu arzunun motivasyonu ise daha güçlünün yanında olma, statü edinme ve prestijli olmadır. Tüm bu motivasyonları sağlayan bireyler, güçlünün yanında olma arzusu ile kendi çıkarları ile çatışsa dahi güçlü olduğunu düşündüğü siyasi parti veya lideri desteklemeyi sürdürürler.
Seçmenin cinsiyeti
Özümüzde her ne kadar insan olsak da birey olarak hepimizin farklı fikirleri var. Bu nedenle seçimlerde farklılıklar üzerinden tercih yapıyoruz. Burada oy kullanacak olan seçmenin cinsiyetinin de etkili bir faktör olduğunu gözlemlemek mümkün. Erkek seçmenler, seçecekleri siyasi parti veya liderde genellikle ideolojiyi göz önüne alırken kadın seçmenler ise ekonomiyi birinci faktör olarak ele alır. Seçimde karar verme esnasında erkek seçmenler çevreden ve aileden daha fazla etkilenerek oy verme eğilimine sahiptirler. Kadınlar ise alım gücünü mutfak alışverişlerini daha sık takip edebilmelerinden dolayı ekonomik refahı öne koyarlar. Kadın seçmen için ekonomik refahı ve sosyal hakları güçlendirecek parti tercihleri etkiliyor.
Seçmenin duyguları
Seçmenin oy vereceği siyasi parti veya liderle ilgili pek çok farklı motivasyon kaynağı olsa da çoğu Akdeniz toplumunda olduğu gibi Türk seçmen de duygularıyla karar alıyor. Kimi zaman hataları ne olursa olsun bir siyasi partiyi veya lideri sevdiğinden dolayı ona oy vermeye devam eden ve "çekirdek seçmen" denilen kitle bulunuyor. Burada toplumla duygusal bağ kurmayı başaran siyasi partilerin çekirdek seçmen oluşturmada daha güçlü olduğunu görüyoruz. Seçmenle sık sık bir araya gelmek, sorunlarını dinleyip takip etmek ve çözüme kavuştuğunda ziyaret edip kendini göstermek gibi pek çok noktada büyük bir çaba gösteriliyor. Bu çaba karşısında duygusal bağ kuran seçmen de, desteklediği siyasi partinin veya liderin kaybetmesinin ardından hayal kırıklığı yaşıyor.
Seçmenin iki haftalık üzüntüsü: Seçim sonrası depresyonu
Seçimlerde desteklediği parti veya liderin başarılı olmama durumuyla yüzleşen seçmenin üzüntü yaşaması oldukça doğal bir durumdur. Yukarıda listelediğimiz pek çok etmen ve seçim süreci boyunca oluşan duygusal bağ sonucu olarak kaybetmenin ardından seçmenin yaşadığı hayal kırıklığı normaldir. Seçim süreci boyunca seçmen faal olarak partiyi veya lideri sahada desteklemese de yakın çevresi veya arkadaş grupları arasında sahip olduğu görüşü savunup etkileme çabasına girmiş oluyor. Bu bağ son derece kuvvetli ve oluşan duygusal bağ ile daha da derinleşiyor. Sandık sonuçlarında istedikleri sonucu elde edemeyen seçmenler genellikle iki hafta boyunca bu durumu atlatmakta zorluk yaşıyorlar. Kabullenememenin yarattığı depresif durumun etkileri olarak uykusuzluk, iştahsızlık, motive olamama, derin üzüntü ruh hallerinin yaşandığını görebilmekteyiz.
Samsun Psikolog
Samsun Psikolog olarak seçim sonrasında görülen uykusuzluk, iştah kaybı, aşırı stres, kaygı, üzüntü ve motive olamama durumundan iki haftadan fazla şikayetçi olan bireyler için psikolojik destek önerdiğimizin altını çiziyoruz. Bu durum iki haftadan uzun sürüyorsa kişi mutlaka ruh sağlığı profesyonelinden bir randevu almalıdır.
Siz de psikoterapi hizmeti almak istiyorsanız şimdi Samsun Psikolog Randevu sayfası üzerinden randevu alabilir veya Samsun Psikolog İletişim sayfası üzerinden sorularınızı iletebilirsiniz.